Depresyonla ilişkili 293 yeni genetik bağlantı keşfedildi

Depresyon Riski, Etnik Kökenlere Göre Analiz Ediliyor

Dünya genelindeki farklı etnik kökenlerden milyonlarca kişiye ait verilerin analiz edildiği yeni bir araştırmaya göre, depresyon riskini tahmin etme süreci daha kapsayıcı hale getirilebilir.

Bilim insanları elde edilen bulguların, depresyonun genetik etkilerini daha iyi anlamaya yardımcı olduğunu belirtiyor ve bu sayede tedavi yöntemlerinin iyileştirilmesine katkı sağlayabileceğini vurguluyor.

AA’nın haberine göre; araştırmada 29 ülkeden depresyon teşhisi konmuş 688 bin 808 kişi ile bu hastalığa sahip olmayan 4,3 milyon kişinin anonimleştirilmiş verileri incelenmiş.

Edinburgh Üniversitesi’nden biyolojik psikiyatrist Andrew McIntosh, depresyonla ilgili önemli bilgi eksikliklerinin, hastaların daha iyi tedavi almasını engellediğine dikkat çekerek, “Daha büyük ve küresel çapta kapsayıcı çalışmalar, yeni ve etkili tedaviler geliştirmek için kritik öneme sahip” demiş.

Araştırmada, farklı etnik kökenlerden gelen katılımcılar sayesinde 293 yeni genetik varyant tespit edilmiş. Bilim insanlarına göre, bu durum depresyonun genetik riskini daha doğru tahmin etme ve hastalığı farklı topluluklar için daha etkili bir şekilde tedavi etme imkanı sağlayabilir.

(ANADOLU AJANSI)

Related Posts

Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin! Bir lokması bile büyük riskmiş

Balık, yüksek biyolojik değere sahip proteinleri, omega-3 yağ asitleri (özellikle EPA ve DHA), D vitamini ve iyot gibi önemli mikro besinleri içeren değerli bir hayvansal besin kaynağıdır. Dyt. Beste Mum, ancak bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.

Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin! Bir lokması bile büyük risk taşıyabilir

Balık, yüksek biyolojik değere sahip proteinleri, omega-3 yağ asitleri (özellikle EPA ve DHA), D vitamini ve iyot gibi önemli mikro besinleri içeren değerli bir hayvansal besin kaynağıdır. Dyt. Beste Mum, ancak bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.

İç Dünyamız Artık Görülüp Ölçülebiliyor!

Zihin, beyin ve bedenin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak işlev gördüklerini belirten uzmanlar, aralarındaki uyumun, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ifade ediyor. 

Hareket Alzheimer ve Demans riskini azaltıyor! Hareketsizlik vücutta 7 hasara yol açıyor

Modern yaşamın getirdiği uzun süreli masa başı çalışma, teknoloji bağımlılığı ve azalan fiziksel aktivite, insanları giderek daha da hareketsizleştiriyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu, hareketsizliğin vücudumuzda yol açtığı hasarları anlattı.

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.

Uzmanlardan kritik uyarı: 50 yaş üzeri herkes risk altında olabilir

Belirti vermeden ilerliyor, geç fark edildiğinde kalıcı görme kaybına yol açabiliyor. Erken teşhis ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları hastalığın kaderini belirliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir